Geç saatte yemek yemek tek başına kilo almanıza neden olmaz. Kilo alımı, toplam güç istikrarıyla direkt bağlıdır. Fakat, geç saatlerde yapılan sıhhatsiz ve denetimsiz atıştırmalar bu dengeyi bozabilir. Şayet gece yemek yemeyi alışkanlık haline getirdiyseniz, porsiyon denetimine, sağlıklı besin seçimlerine ve kalori istikrarına dikkat ederek bu alışkanlığı sürdürebilirsiniz. Sağlıklı hayatın temelinde; sürdürülebilir bir beslenme vardır. Beslenme alışkanlıklarınız; ferdî gereksinimlerinize ve hayat üslubunuza uygun halde düzenlendiğini de unutmamız gerekmektedir.

Kilo ölçmek, sıhhatimizi takip etmenin ve direktörün kıymetli bir kesimidir. Fakat, tartı ölçüsü almak bazen aldatıcı sonuçlar verebilir. Gerçek vakitlerde tartılmak, daha sağlıklı ve gerçek bir kilo takibi yapmamıza yardımcı olabilir.

Kilo ölçmek, sıhhatimizi takip etmenin ve direktörün değerli bir kesimidir. Fakat, tartı ölçüsü almak bazen aldatıcı sonuçlar verebilir. Gerçek vakitlerde tartılmak, daha sağlıklı ve gerçek bir kilo takibi yapmamıza yardımcı olabilir.

Aralıklı açlık, makul vakit dilimlerinde yemek yeme ve başka vakitlerde açlık periyotları uygulanan bir beslenme metodudur. En yaygın olarak kullanılan formüller ortasında 16/8 metodu (16 saat açlık, 8 saat yemek yeme) ve 5:2 diyeti (haftada 5 gün olağan beslenme, 2 gün düşük kalorili beslenme) bulunmaktadır. Bu yol, kilo vermenin yanı sıra birçok sıhhat faydası sağladığı sav edilmektedir.

Vücut Kütle İndeksi (BKİ), kişinin beden tartısının uzunluk uzunluğuna nazaran nasıl bir düzeyde olduğunu gösteren kolay ve yaygın bir ölçüm aracıdır. Diyetisyen olarak bizler ve sıhhat profesyonelleri, BKİ’yi bireylerin genel sıhhat durumunu değerlendirirken değerli bir gösterge olarak kullanır. Fakat, bu ölçümün yalnızca bir modülü olduğunu ve sıhhatin yalnızca sayısal bir kıymetten ibaret olmadığını unutmamak gerekir. Pekala, BKİ nedir, nasıl hesaplanır ve neyi tabir eder? Bu yazıda, BKİ’nin ne olduğunu, nasıl yorumlanması gerektiğini ve sıhhat üzerindeki tesirlerini daha ayrıntılı inceleyeceğiz.

Kanser hastalığı, dünyada ölüm nedenleri arasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada gelmektedir. Yapılan istatistiklere göre 2015 yılına gelindiğinde her üç kişiden birisinin kanser hastalığına yakalanacağı tahmin edilmektedir. Günümüze kadar birçok hastalığın tedavisi bulunmuştur. Ancak kanser hastalığının tedavisi henüz mümkün değildir. Biz doktorların yaptığı tedavi kanserli doku yada organı alıp atma ve/veya kemoterapi ve radyoterapi ile tümörü yok etme üzerine kurulmuştur. Bu tedavileri vücut müsaade ediyorsa ve kanser çok ilerlememişse yapabilmekteyiz. Çünkü bu tedavilerde kanser hücreleri kadar vücut hücreleri de zarar görmektedir. Kanser dokusu öldürülürken vücuttaki dokularda ölmektedir. Yapmayı istediğimiz ama dünyada henüz keşfedilmemiş tedavi normal hücreden gelişen kanserli hücreyi, tekrar normal hücre haline getirmektir. Bu bulunduğu zaman kanserin gerçek tedavisini yapabileceğiz. Kanser hastalığının amaçlanan tedavi şekli henüz daha bulunmadığına göre ön