Modern hayatın süratli temposu, çiftlerin birbirine gereğince vakit ayıramamasına ve alakalarda duygusal aralıkların oluşmasına neden oluyor. İş yükü, toplumsal medya, çocuk bakımı ve öbür günlük sorumluluklar, çiftlerin kaliteli vakit geçirmesini engelleyerek irtibatta kopukluklara yol açabiliyor. Bu durum, partnerlerin birbirlerini ihmal edilmiş yahut kıymetsiz hissetmesine neden olabilir. Münasebetlerde vakit idaresi eksikliği, sevgi ve bağlılık seviyelerini zayıflatarak çatışmalara yer hazırlar.
Çift terapisi, partnerlerin bağlantılarına öncelik vermesini sağlamak ve vakit idaresini geliştirmek için tesirli stratejiler sunar. Terapide, çiftler ortasındaki mevcut vakit kullanım alışkanlıkları tahlil edilir ve birlikte geçirdikleri vaktin kalitesi üzerinde durulur. Yalnızca birlikte vakit geçirmek değil, bu vaktin içeriği ve manası da değerlidir. Telefonların kenara bırakıldığı bir akşam yemeği, sabah birlikte yapılan kısa bir yürüyüş yahut günün sonunda paylaşılan küçük bir sohbet, çiftlerin bağlarını güçlendirebilir. Terapistler, çiftlere bu cins küçük ancak tesirli değişiklikler yaparak münasebetlerine daha fazla yatırım yapmayı önerir.
Araştırmalar, nizamlı olarak birlikte kaliteli vakit geçiren çiftlerin, bağlarında daha yüksek seviyede tatmin ve bağlılık yaşadığını göstermektedir. Ayrıyeten, bu çiftlerin çatışmaları daha kolay çözdüğü ve birbirlerine karşı daha fazla anlayış gösterdiği gözlemlenmiştir. Terapinin gayesi, çiftlerin günlük gerilim ve yoğunluklara karşın ilgilerine öncelik vermelerini sağlamak ve vaktin bağlantı üzerindeki dönüştürücü gücünü fark etmelerine yardımcı olmaktır. Kaliteli vakit, çiftlerin yalnızca mevcut bağlarını güçlendirmekle kalmaz, tıpkı vakitte gelecekteki muhtemel meselelere karşı daha sağlam bir bağlantı inşa etmelerine de imkan tanır. Bu süreç, çiftler ortasında daha derin bir sevgi ve bağlılık oluşturur.
